Okulunda okumamışsan olur!

Eğitimini almamışsan olur!

Kendi kendine “ben gazeteciyim” dersen, bu mesleği ne kadar rezilce yaptığını biri sana hatırlatır.

Ataşehir Tv sahibi Necmettin Yıldırım oturduğu mahallesinde “kaçak inşaat yapılıyor” ihbarını alıyor.

Yapması gereken ihbar edilen yere gidip, konuyla ilgili bilgi almak.

Bunu yapıyor mu?

Hayır!

Sonra ne yapıyor?

Belediyenin yapı kontrol birimini araması gerekirken, zabıta birimini arıyor.

Kendisi ile görüşen Zabıta Müdürü Mehmet Yılmaz’ı kendisine durumu izah ederek, yapı kontrol birimine yönlendiriyor.

Yapı kontrol biriminde yetkili birine ulaşamayan Necmettin Yıldırım, yeniden zabıta müdürünü arıyor.

Haliyle müdür bey de, “kardeşim benim sorumluluğumda olan bir yer değil. Ben sizi yönlendirdim. Başka elimden bir şey gelmiyor” diyerek telefonu kapatıyor.

Vay sen misin benim yüzüme telefonu kapatan.

Ne yapacaktı Necmettin?

Devlet kurumunun içinde görevli bir memur saatlerce senle ne konuşacaktı?

Yardımcı olmadı mı?

Seni yönlendirmedi mi?

Kendi sorumluluklarını yerine getirmemiş mi?

Getirmiş

Daha ne yapacaktı?

Allah aşkına bana söyle daha ne yapacaktı?

Bir anlat ben de anlayayım.

Yapman gereken inşaat yerine gidip, “sahibi kimdir?” diye sorman gerekiyordu.

Sonra, “buranın kaçak olduğuna yönelik bize ihbar geldi, bu nedenle geldik” demen gerekiyordu.

Sordun mu?

Hayır!
Sormamışsan, meslek adına yaptığın şeyi bir kez daha gözden geçirmen gerek.

Veya bu mesleği yapmaman gerek.

Hakkıyla bu görevi yapanları halkın gözünde itibarsızlaştıramazsın.

Polemikle bu meslek yapılmaz.

Hırs ile hiç yapılmaz.

Uzaktan “bu insanlar her türlü suçu işliyor” demekle bu meslek hiç yapılmaz.

Kanıt ve belgen olması gerek.