Evet gerçekten bunu yazmak kaçınılmaz olduğu kadar farz olmuştu.

Uzaklara gitmeyeceğim.

Yazacaklarım Türkiye genelinde yaşananlar nezdinde de değerlendirilebilir.

Şimdi kurulacak yeni parti ismi sağda solda dolaşırken, dikkat çekmeyen yerlerde bir araya gelişlere şahit olmuştum.

Konuştuğum isimler vardı. “Gidecek misin?” diye sorduğumda; bırakın gitmeyi, başkasına kefil olduğunu “asla gitmeyeceğini” bana üstüne basa basa söylemişti.

Partiler netleşmeye başlar başlamaz baktım ilk giden bu isimler. Gerekçe, “Bize AK Parti siyaset yaptırmayacak. Ne yapalım başka şansımız da yok.”

Kim bunlar peki…?

Muharrem Ödemiş…

İsa Mesih Şahin…

Çok sayıda isim var. Buradan yazmaya gerek yok. İki ismi tanıdığım için yazdım.

Muharrem Ödemiş bey, İstanbul İl Başkan Yardımcısı idi. İsa bey Kadıköy ilçe başkanı.

Yani daha iki yıl olmadı koltuklarından ayrılalı.

Diğer isimler de öyle.

Tercihlerini farklı bir partiden yana kullandılar.

Allah yollarını açık eylesin.

Ancak sağda solda isyan edip, “bizim görev yapmamızı istemediler. Hizmet etmemiz engellendi. AK Parti yanlış insanların eline düşmüş” gibisinden bahanelere sığınmanın doğru olmadığını ve buna da bizim inanacağımızı beklemesinler.

İkballeri için başka partiyi tercih ettiler.

Ataşehir’de de durum farklı mı?

Tercihlerin doğru yapılmaması, gelenin de, “bu diğerinin adamıdır” diyerek üstünün çizilmesi AK Parti’ye kaybettirdi.

Hele üst sıralarda ismi olanların ilde en gerilere yazılması, isyanı açık edince, CHP bu açığı iyi değerlendirdi.

Bizim yıllardır isimleriyle yazdığımız, “gitmeleri elzemdir” dediğimiz isimler CHP’de karşımıza çıktı.

Gizlice bir araya gelenler. Sayın İlgezdi’ye “emrindeyiz” diyenler.

Yıllarca AK Parti’ye zarardan başka bir işe yaramayan, ancak ilçe yöneticilerinin bir türlü kıymak istemediği isimler, “sizden bir şey olmaz” diyerek başka yerde yer aldı.

Bunların çoktan gönderilmesi gerekirken, Ferhatpaşa Mahallesi’ni kaçak yapan hanfendinin kocasının ismini ananlar partiden hakaret edilerek yollandı.

Sadece o mu.

Sayısız sorun.

Allah’tan bu davaya inanan değerli isimler var.

Kıymetleri biliniyor mu?

Hayır.

İsmail Levent…

Teklif gelmesine rağmen bırakın gitmeyi konuşmaya bile tenezzül etmedi. Sabah akşam AK Parti ve Cumhurbaşkanı’nın hizmetlerini anlatıyor. Gecesi gündüzü yok adeta.  Bırakın el üstünde tutulmasını, baş üstünde tutulması gerek bu denli gerçek dava adamlarının…

İsmail Levent, Ataşehir’de idi diyelim.

Ya Ömer Şahan‘a ne demeli.

Eğitimci ve çocukluğunda bu davaya hizmet eden bir kardeşimiz. Kadıköy’de CHP’ye kök söktüren isim olmanın ötesinde Büyükşehir’de alkışlanacak çıkışları vardı. Gazete manşetlerinde inmeyen bir isimdi.

Kendisine ait olan eğitim yuvalarını ikinci plana itmiş, AK Parti’yi yoldan geçene anlatıyor. Peki Ömer bey gidemez miydi?

Bal gibi giderdi…

Ancak ikbalinden önce vatan duygusu daha ağırdı.

Ahmet Ayhan Kayaoğlu…

Derdi sadece AK Parti’ye hizmet etmek. Kendisine ağır hakarete eş değer yanlışı ben biliyorum. Küsmedi, ve isyan etmedi. Hele, daha önce ilçede başkan yardımcılığı yapmış birileri gibi PKK’ya ya hizmet ettikleri için görevden alınan belediye başkanlarına destek veren mesajlar yazarak arka çıkmadı.

İbrahim Yazıcı…

Suçu yok iken, görevden uzaklaştırılmasına rağmen tepkisini duyan işiten var mı?

Sabahtan akşama kadar, “AK Parti için daha ne yapabilirim” derdine düşmüş. Hizmeti farklı yoldan daha nasıl yapabilirim düşüncesinde. İsyan edenlere fırsat vermeyen bir isim.

Tuncay Gül…

AK Parti’nin içindeki yanlış insanlara benim kadar isyan eden bir isim. Ailesini kaybetmiş gibi. Cumhurbaşkanı “Erdoğan’a artık gör” diyerek ulaşmak için her yolu deneyen değerli bir dava adamı.

Saim Başkan

Soyismine yakışır bir isim. Muhalefetin kralını yapıyor. Nerede bir yanlış varsa duyulması için çabasına şahit olan biriyim. ülkeyi kendisine rahatça emanet edeceğiniz biri.

Mükail Bektaş

Kopuk olan dava adamlarını bir araya getirmek için büyük çaba gösteriyor. Bunu iki kez görüntüleyen biriyim. AK Parti’de nelerin olması gerektiğine iyi çalışan biri. Kazanmanın ayrıntılarını iyi biliyor. Karınca gibi ordan oraya koşturuyor. Siyasette yeni yetme değil birde. Yıllardır var. kısaca dava hamalı.

Suna Anaç…

Gazeteci, yönetmen. Zehir gibi kafaya sahip. Verilecek bir görevde muhalefeti yerle yeksan edecek meziyetlere sahip.  Bunlar satmayan, kaçmayan isimler…

Gayeleri sadece ülke…

Seçim yaklaşıyor. Bu ve buna benzer sayısız isim var yeterki görülmek istensin.

Mehmet Emin beyin tercih edeceği kadroyu herkes kadar bizde merak ediyoruz.

Fatih Sinan Yılmaz gibi şaklabanlık yapanları çok gördük.

Tercih doğru insanlarla olmalı, sabıkası ve suç dosyası artık klasörlere sığmayacak duruma gelenlerin dikkate alınmasıyla değil.

Ömer’leri görmek dileğimizdir.

Saygılarımı sunuyorum.