Adamın biri evine giren bir hırsızı yakalıyor.
Durumu babasına izah ederken, babası, ‘getir’ diyor.
Gelmekte direnen hırsızın gelmek istemediğini söyleyen adamcağız bu kez babasına, ‘Gelmiyor’ diyor.
‘O zaman bırak‘ diyor.
Babasının dediğini yapan genç adam, yakasını kurtaramayınca, ‘Ben bırakıyorum, o beni bırakmıyor‘ diyor.
Neden bunu yazdığımı önce izah edeyim.
Ataşehir Belediyesi biz gazetecilere ‘Sahtekarsınız‘ diyor.
“Gazeteci değilsiniz” diyor.
Peki bunu neye göre söylüyor.
Belediye Başkanı Vekili İlhami Yılmaz, gazetecilere, “23 Nisan ve 19 Mayıs’la ilgili reklam verin” talimatı veriyor.
Bu talimat önce olduğu gibi gazetecilere iletiliyor.
Daha sonra, ‘Bütçemiz olmadığı için farklı bir yöntem deneyeceğiz. Gazeteci olduğunuza dair bize savcılıktan kağıt getirin’ deniliyor.
Tabi bizim kahvaltıcılar, kendisine hakaret edildiğinin farkında değil.
Çobanı padişah yaparsanız, ilk yapacağı şey, koyunlar için bir ağıl yaptırmak olur.
Tabi bu sözümüz kapı dışarı kovulan, fakat altın diye belediyeye torpilli olarak getirilenler içindir.
Burada suçlu olan İlhami Yılmaz‘dır.
Kalender Özdemir’dir.
Bunların bilgisi dışında bu hadsiz olayın yaşanması mümkün değil.
Bu saygısızlığın ve hakaretin yapılması imkansızdır benim gözümde.
Başkasını bilmem benim muhattabım başkandır.
Başkan, 7 yıldır mecliste bizim gazeteci olduğumuzun farkına varamamış mı?
Sayısız haber yaptığımızı görmemiş mi?
Daha bugün haber yapılması için gönderilen iki haber için nasıl bir açıklama yapacak?
Bunda bir dahli yok ise, vermiş olduğu talimatın tersi hareket edenlere ne diyecek?
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.
© 2018 Wpmedya Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır