Gazeteci Baki Özışık'ın önceki gün kaleme aldığı süt, sıkıntısı bugün Ataşehir'de gündem oldu.
Önceki yazımda Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Der’in muhtarlar ziyaretini kaleme almıştım.
Yankıları bugün gün boyunca devam etti.
Muhtarlar beni aradı.
Kimisi de yazdığım yazıya yorum yaptı.
Bahse konu sütlerin tarihinin geçmediğini yorumunda dile getirdiler. Hatta yine talepte bulunacaklarını da açık, açık yazmışlar.
Haksızlık yaptığımı söylüyorlar.
Şimdi hep birlikte kimin haklı, kimin haksız olduğunu anlatayım, sizler de karar verin.
Ataşehir’de bir derneğe bu mamalar 4 ay önce bağışlanıyor, koliler halinde. Ancak dernek yöneticileri çok sayıda yere müracaat etmesine rağmen talep olmuyor.
Kullanma tarihleri bu ay sonunda bitiyor.
Sonrasında Abdullah Der devreye giriyor. Dağıtımı konusunda da çözüm buluyor.
Ancak Esatpaşa Mahallesi’nde bu durum sıkıntıya dönüşüyor.
Malatyalı olan bir bayanın muhtara gelerek, “Tarihi geçmiş mamaları bize vermişsiniz. Ya başımıza bir hadise gelseydi ne yapacaktınız?” diyerek tepki gösteriyor
Bu ara bana süt denilmişti. Bugün öğrendim ki mama imiş.
Şimdi bunu ben gayıptan duymadım.
Bana söylendi, ben de gazetecilik mesleğim gereği bunu yazdım.
Hatta, bu mamaların başkası tarafından bağışlandığı da bugün bana anlatıldı.
Ama nedense Abdullah Der’in iyiliği olarak kabul görmüş.
Bu da ayrı bir yanlış.
Bunu bana anlatan bugün bana yorum yazıyor, “tarihi konusunda sıkıntı yoktu” diyor.
Farklı isimdeki muhtarlar, yeniden talep edeceklerini yazmış. Bunun gerçekleşmesi belki rüyanızda gerçekleşir.
Bu kadar iddialı konuşuyorum.
Başkasının iyiliği ile kıyak yapılmaz.
“Ya niye Abdullah Der ile muhtarları yazıyorsun?” diyorlar.
Doğruları yazdığımız gibi, yanlış olanı da yazmak bizim görevimiz.
Kimse bizim düşmanımız değil.
Yazacak daha çok vahim şeyleri de yazacağız tabiki.
Saygılarımı sunuyorum.
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.
© 2018 Wpmedya Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır