Havaların soğumasıyla birlikte hastalıkta bizde nasibimizi alanlardan olduk.

Davet gelince, son bir kez daha ekranlar karşısında kendisine veda etme şansı vermek için hastalık, öksürük dinlemeden kar ter içinde CHP  ilçe binasına gittik.

Saygınlığı ve davranış şekliyle her zaman bizi mahçup  etmiştir Hakkı bey.

Yapacağı açıklamayı uzun, uzadıya verdik canlı yayında.

Sözlerinin arasında bize fırsat olan çok sayıda soru olmasına rağmen, sorularımızla tatsızlaştırmayalım, üzmeyelim diyerek soru sormak istemedim.

“Üzmeyelim” dedim.

Gazetecilerin kendilerine karşı taraf olduğunu açıklayınca, sadece buna itiraz ettim, “Başkan ben AK Partili biri olarak her zaman doğrunuzla birlikte yanlışlarınızı da bu topluma ayırım yapmadan o görevi yerine getirdim. Bunun neresini ayırım olarak görüyorsunuz?” diye sorunca, geçiştirmekten başka yol bulamayan Sayın Altınkaynak, “seni biz AK Partili olarak görmüyoruz” demekten başka bir şansı yoktu zaten.

İkinci sorum ise, görev yaptığınız yıllarda katıldığınız eylemleri düşündüğünüzde, “pişman olduklarınız oldu mu?” diye sordum.

Yok dedi.

Dedim ya sofrasını açmış son sözlerini söylüyor. O nedenle, “incitmeye gerek yok” diyerek canlı yayını bitirdim.

Keşke kendisi de benim gibi bitirip farklı konulara girmeseydi.

Bu akşam adaylığını açıklamaya gelen Celal Yalçın’a büyük destek vardı.

Rahatsızlığım nedeniyle gitmedim ama canlı yayında izledim.

Battal İlgezdi ile birlikte meclis üyeleri ve partililer salonu doldurmuştu.

Yeni İlçe Başkanlığı Celal kardeşime hayırlı olsun.

Benim takıldığım Hakkı Altınkaynak’ın girişte yaptığı konuşma.

Başkan, CHP’nin  kendini yenileyen bir parti olduğunu söylüyor.

“Kendimizle gurur duyalım” diyor.

Nedenini de geçen bir komşu partinin delege seçiminde şimdiki kalabalığın yarısı kadar olmadığını söylüyor.

Bir komşu parti…!

Canlı yayında hemde bunu açıklıyor.

Yani AK Parti’den söz ediyor.

Çünkü AK Parti delege seçimini yeni yaptı.

Kalabalığın yarısı kadar insan gitmediğini gazetecilerin kendisine söylediğini söyleyerek benim partimi küçümsüyor.

Gazetecilerin AK Parti’de olan biteni CHP’ye taşıdığını itiraf ediyor.

Bunu ben söylemedim. Himmet Kaya’nın da söylemediğine kefilim. Erkan Sarıkaya zaten çıkardığı dergi yüzünden fazla Ataşehir’de olmuyor.

Geriye kalan Serkan Şimşek, Derya Aslan, Ali Bal, Recep Kenan, Mesut Solak kalıyor.

Sanırım bu konuda yapacakları bir açıklama vardır.

El insaf Hakkı bey.

Benim partimi küçümserken, Celal Yalçın için gelen kalabalıktan övünürken, senin basın toplantında yönetiminde gelmeyenleri hiç aklına getirmedin mi?

Kendi partinde delege seçimlerinde üstünün çizilmesi hiç aklına gelmedi mi?

Sayısız hataların oldu.

Kendi seçmenin senin üstünü çizdi.

Yarısından çoğu partiden uzaklaştı.

HDP sayesinde aldığın seçimi başarı sayıyorsun.

CHP’nin durumu ortada iken, benim partimi küçümsemeni kendime hakaret sayarım.

Saygılarımı sunuyorum.